Amasya’nın içinden geçen Yeşilırmak, gün geçtikçe daha çok kirleniyor. Kötü kokunun yayıldığı Yeşilırmak’la ilgili başlatılan temizleme projesinin debi artışına da sebep olacağı açıklamalarının Bilimsel Bir Açıklaması olmadığına dikkat çeken Prof. Dr. Cengiz Yıldırım, arıtma tesislerinin sayısının ve etkisinin arttırılarak Yeşilırmağın geleceğinin korunabileceğine değindi.
Uzmanlık alanı Ekoloji ve Ekosistemler olan Prof. Dr. Cengiz Yıldırım, “ Türkiye’nin ikinci büyük akarsu ekosistemi olan Yeşilırmak nehrinde ırmağın kokuya sebep olduğu savunması ile yapılan ve debi artışının sağlanacağı düşünülen bu uygulamanın bence bilimsel bir açıklaması yoktur.” dedi.
Amasya Üniversitesinde görevli Prof. Dr. Yıldırım, “Son 50 yılda Ferhat ile Şirin’in şehri Amasya’da yeşil alanlar sırası ile yok edildi ve yerini beton yığınları aldı. Doğup büyüdüğüm bu şehirde Beyazıtpaşa Mahallesi’nde Tohumcuların ve Çolağın Bağları ile başlayan yeşil tahribatı Ellibeş Evler, Ayvasıl Bağları, Kirazlıdere, Bahçeleriçi Mahallesi, İstasyon Caddesi, Şeyhcui Bağları, Hacılar Meydanı Bağları, Göllü Bağları devam etti ve etmektedir. Şehir merkezinde kullanılmayan eski ve hantal yapıdaki birçok binaya dokunmak yerine yeşil alanları konut amaçlı imara açarak ne yazık ki Yeşil Amasya’yı beton yığını haline getirmeyi başardık ve başarmaya devam ediyoruz.
Kara ekosisteminde yaptığımız tahribat yetmiyormuş gibi Türkiye’nin ikinci büyük akarsu ekosistemi olan Yeşilırmak nehrini yeşilden yoksun bir su kanalına dönüştürme projesi de bu günlerde hızla devam etmektedir.
Ekosistemin doğasında var olan sucul ve nemli ortamı seven bitkilerin oluşturmuş olduğu yeşil örtü Yeşilırmak’tan uzaklaştırılarak nehir yatağı hızlı bir şekilde taşlarla doldurulmaktadır. Irmağın kokuya sebep olduğu savunması ile yapılan ve debi artışının sağlanacağı düşünülen bu uygulamanın bence bilimsel bir açıklaması yoktur. Sistem için doğal olan bitki örtüsü kokuya sebep olmak bir yana havanın oksijen oranını artıran ve ekosistemde biyolojik çeşitliliği koruyan özelliklere sahiptir. Irmakta kokuya sebep olan unsurlar insan kaynaklı atıklardır. Bundan kurtulmanın yolu ise arıtma tesislerini artırmak veya revize etmekten geçmektedir.
Dedelerimizin mirası değil de, torunlarımızın emaneti olan bu ve benzeri ekosistemleri korumak insan için lüks bir olay olmaktan öte milli ve manevi bir görevdir.” diye konuştu.
