Toplum içinde “akciğerlerde sertleşme” olarak bilinen pulmoner fibroz adı verilen bir hastalık, tedavi edilmediğinde solunum yetmezliğine yol açabilen bir tıbbi durumdur. Üstelik, en belirgin belirtisi olan nefes darlığı sessizce ortaya çıkar ve genellikle yavaşça ilerler. Hastalık ilerledikçe nefes darlığı giderek artar. Özellikle yürüme, merdiven çıkma veya ağır yük taşıma gibi aktiviteler sırasında gelişen nefes darlığı, ilerleyen aşamalarda hastaların günlük yaşam işlerini bile yapamaz hale gelmelerine neden olabilir. Bu hastalığın başka bir önemli zararı da doğrudan kansere yol açmamasına rağmen akciğer kanseri riskini artırmasıdır. Yapılan araştırmalara göre, pulmoner fibroz hastalarında bu risk %7 ila %20 arasında artmaktadır.
Amasya İl Sağlık Müdürü Dr. Dursun Koç, bu nedenle pulmoner fibroz hastalığının erken teşhis ve tedavinin hayati öneme sahip olduğuna dikkat çekerek, “Günümüzde bu hastalığın kesin bir çözümü olmasa da akciğerlerdeki hasarın ilerlemesini durdurmak, semptomları minimuma indirgemek ve hastanın yaşam kalitesini artırmak mümkün olabilir. Tedaviye erken başlandığında fibrozun ilerlemesini durdurma veya yavaşlatma şansı daha yüksektir. Erken teşhis için nefes darlığı şikayeti olanlar, vakit kaybetmeden bir sağlık profesyoneline başvurmalıdır” dedi.
Dünyada 1.5 Milyon Kişiyi Etkiliyor!Pulmoner fibroz veya akciğer fibrozu, geliştiğinde akciğerlerin iç yüzeyini kaplayan hava kesecikleri ve akciğer dokusunun destekleyici yapılarını etkileyen bir durumdur. Bu yapıların kalınlaşması ve sertleşmesi, akciğerlerin oksijen alışverişini zorlaştırır. Bu da nefes darlığına neden olur ve ilerledikçe solunum yetmezliğine yol açabilir. Dünya genelinde 1 ila 1.5 milyon pulmoner fibroz hastası olduğu tahmin edilmektedir. Ancak tanı konulmamış hastaların da olduğu göz önüne alındığında, gerçek sayının daha yüksek olabileceği düşünülmektedir.
Pulmoner fibroza yol açabilen birçok faktör vardır. Bağ dokusu hastalıkları (örneğin romatoid artrit, skleroderma), mesleki veya çevresel maruziyetler (çeşitli kimyasal gazlar gibi) veya bazı ilaçlar, bu hastalığın en yaygın nedenlerindendir. Eğer bir neden bulunamazsa, bu durum “idyopatik pulmoner fibroz” olarak adlandırılır. Bilgisayarlı tomografi, solunum fonksiyon testleri, bronkoskopi ile alınan akciğer yıkama sıvısı veya biyopsi, hastalığın teşhisinde kullanılan temel yöntemlerdir.
Nefes Darlığı Sinsi İlerler! Nefes darlığı, kuru öksürük, morarma, yorgunluk ve kilo kaybı, bu hastalığın başlıca belirtileridir. Dr. Koç, nefes darlığının genellikle sessizce ortaya çıktığını ve giderek arttığını vurgulayarak, “Hastalığın erken evrelerinde belirtiler sıklıkla fark edilmez. Tipik olarak, nefes darlığı sadece zorlu aktiviteler sırasında, örneğin merdiven çıkarken veya koşarken ortaya çıkar. Hastalar, genellikle altı aydan daha uzun bir süredir var olan nefes darlığından yakındıklarında hekime başvururlar. Bu nedenle hastalığın teşhisi ve tedavisi gecikebilir. Nefes darlığı önemli bir belirtidir ve her durumda bir sağlık profesyoneline başvurmayı gerektirir” diye konuştu.
Hastalığın Seyri Hastaya Göre DeğişebilirPulmoner fibrozun klinik seyri değişken olduğu için ilerlemesi öngörülmesi zor olabilir. Aynı tip pulmoner fibroz hastalarının bile seyri farklılık gösterebilir; bazı hastalarda hızlı bir kötüleşme görülürken, diğerlerinde daha stabilize bir seyir izlenebilir. Dr. Koç, bu nedenle pulmoner fibroz tedavisinin kişiye özgü olarak planlandığına dikkat çekerek, “Şu an için bu hastalığı tamamen durduracak bir tedavi yoktur ve akciğerlerdeki hasar geri döndürülemez. Bu nedenle tedaviler, akciğerlerdeki hasarın ilerlemesini engellemeyi amaçlar. Ancak tedaviye rağmen ilerleme görülürse, akciğer nakli gerekebilir” şeklinde konuştu
